Yuhanna’ya Vahiy 7:1-17

  • Dört melek yıkıcı rüzgârları tutar (1-3)

  • Mühürlenmiş olan 144.000 kişi (4-8)

  • Beyaz giysiler içindeki büyük kalabalık (9-17)

7  Bundan sonra, dünyanın dört bir köşesinde duran dört melek gördüm. Yer üzerine, deniz üzerine ve hiçbir ağaç üzerine rüzgâr esmesin diye yerin dört rüzgârını sıkıca tutuyorlardı. 2  Güneşin doğduğu yerden* yükselen başka bir melek gördüm; yaşayan Tanrı’nın mührünü taşıyordu. Bu melek yere ve denize zarar verme yetkisi alan dört meleğe yüksek sesle şöyle dedi: 3  “Biz, Tanrımızın kullarını alınlarından mühürlemeyi+ bitirene kadar yere, denize ve ağaçlara zarar vermeyin.”+ 4  İsrailoğullarının bütün kabileleri arasından+ mühürlenmiş olanların sayısını duydum, 144.000’di.+ 5  Yahuda kabilesinden 12.000 kişi mühürlenmişti,Ruben kabilesinden 12.000,Gad kabilesinden 12.000, 6  Aşer kabilesinden 12.000,Naftali kabilesinden 12.000,Manasse+ kabilesinden 12.000, 7  Şimeon kabilesinden 12.000,Levi kabilesinden 12.000,İssakar kabilesinden 12.000, 8  Zebulun kabilesinden 12.000,Yusuf kabilesinden 12.000,Benyamin kabilesinden 12.000 kişi mühürlenmişti. 9  Bundan sonra baktım ve her milletten, her kabileden, her halktan ve her dilden,+ kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık gördüm. Ellerinde hurma dallarıyla,+ beyaz giysiler içinde,+ tahtın ve Kuzu’nun önünde duruyorlardı. 10  Şöyle haykırıyorlardı: “Kurtuluşu tahtta oturan+ Tanrımıza ve Kuzu’ya borçluyuz!”+ 11  Bütün melekler tahtın, ihtiyarların+ ve dört canlının etrafında duruyordu. Tahtın önünde yere kapanıp Tanrı’ya tapınıyorlardı. 12  “Amin! Övgü, ihtişam, hikmet, şükran, yücelik, yetki ve kuvvet sonsuza dek Tanrımızın olsun.+ Amin” diyorlardı. 13  Sonra ihtiyarlardan biri bana şöyle dedi: “Beyaz giysiler+ giymiş olan bu kişiler kim? Nereden geldiler?” 14  Hemen “Efendim, bunu sen bilirsin” diye karşılık verdim. Bana şöyle dedi: “Bu kişiler büyük sıkıntıdan+ çıkıp gelenlerdir. Giysilerini Kuzu’nun kanında yıkayarak ağarttılar.+ 15  Bu nedenle Tanrı’nın tahtının önündeler ve mabedinde O’na gece gündüz kutsal hizmet sunuyorlar. Tahtta oturan,+ çadırını üzerlerine gerip onları koruyacak.+ 16  Artık acıkmayacaklar ve susamayacaklar, güneş ya da kavurucu sıcak onları yakmayacak.+ 17  Çünkü tahtın yanında* olan Kuzu+ onlara çobanlık* edecek+ ve onları hayat suyunun pınarlarına götürecek.+ Ve Tanrı gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek.”+

Dipnotlar

Ya da “Doğudan.”
Ya da “ortasında.”
Sözlük kısmına bakın.