Okyanusların tabanının altında tuzluluk oranı düşük yaklaşık 500.000 kilometre küp su bulunduğu tahmin ediliyor. Adelaide’daki Flinders Üniversitesi’nden Vincent Post’a göre “[Eskiden] deniz seviyesi günümüzdekine oranla daha aşağıdaydı”, dolayısıyla kıyı şeridi çok daha uzakta bulunuyordu. O zamanlar yağmur suları “günümüzde denizin altında kalan bölgelerdeki su tabakalarını” doldurmuştu. Bilim insanları deniz altındaki bu su rezervlerinin temiz su sıkıntısı çeken 700 milyondan fazla insana yardımcı olabileceğini düşünüyor.

Bir zamanlar Sahra’da bulunan hayvan türlerinin yarısı ya tamamen yok oldu ya da yaşam alanlarının yüzde doksan dokuzu kayboldu. Bölgesel istikrarsızlık ve avcılığın yaygınlaşması bu duruma yol açan etkenlerden sadece bazılarıdır. Çöllerdeki ve ormanlardaki biyolojik çeşitlilik eşit olsa da, araştırmacılar kaynak yetersizliği nedeniyle çöllere bilimsel açıdan yeterince ilgi gösterilmediğini düşünüyor. Sonuç olarak, doğal kaynakları korumaya çalışan kişilerin çöllerin tehlike altındaki ekosistemini gözlemlemesi zorlaşıyor.

2012 yılında ölen her 8 kişiden 1’inin ölüm nedeninin hava kirliliği olduğu tahmin ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, “Hava kirliliği artık sağlığı en fazla tehdit eden çevresel etkendir.”