İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Neden Hep Tartışıyoruz?

Neden Hep Tartışıyoruz?

Gençler Soruyor

Neden Hep Tartışıyoruz?

Burada anlatılan sahnede Yeliz üç farklı yönden tartışmayı körüklüyor. Bunları bulabilir misin? Cevaplarını aşağıdaki boş satırlara yaz, sonra makalenin sonundaki “Yanıtlar” çerçevesiyle karşılaştır.

Bir çarşamba akşamı. 17 yaşındaki Yeliz evde yapması gereken işleri bitirmiştir. Artık bir molayı hak ettiğinden televizyonu açıp en sevdiği koltuğa kurulur.

O anda sanki annesi bunu hissetmiş gibi kapıda dikiliverir. Durumdan pek memnun olmadığı yüzünden okunur. “Yeliz, ben sana ne demiştim! Burada televizyon seyrederek vaktini boşa harcayacağına git kız kardeşinin ödevine yardım et. Hiçbir zaman sana söylediğim şeyi yapmıyorsun!”

Yeliz annesinin duyacağı şekilde “İşte yine başladık” diye homurdanır.

Annesi “Ne dedin bakayım sen!” diye ona çıkışır.

Yeliz yüzünü buruşturup “Off . . . bir şey demedim” der.

Bu sefer annesi gerçekten kızmıştır. “Benimle böyle konuşamazsın!”

Yeliz “Sen benimle böyle konuşuyorsun ama” diye karşılık verir.

Böylece mola biter, bir tartışma daha başlar.

1. ․․․․․

2. ․․․․․

3. ․․․․․

YUKARIDAKİ sahne sana tanıdık geldi mi? Anne babanla sürekli tartışıyor musunuz? Eğer öyle ise, bir an durup durumu gözden geçir. En çok hangi konularda tartışıyorsunuz? Yanda sıralanan konulardan senin için geçerli olanları işaretle ya da “Diğer” yazan satırı doldur.

◯ Arkadaşlar

◯ Davranışlar

◯ Eğlence

◯ Evdeki görevler

◯ Eve geliş saati

◯ Giyim

◯ Kız/Erkek meselesi

◯ Diğer

Konu ne olursa olsun tartışmak gerginliğe yol açar. Bu sadece senin için değil, anne baban için de geçerlidir. Tabii dilini tutup anne babanın söylediği her şeye katılıyormuş gibi yapabilirsin. Peki Tanrı senden bunu mu bekliyor? Gerçi Kutsal Kitap ‘annene ve babana saygılı olmanı’ söylüyor (Efesoslular 6:2, 3). Fakat aynı zamanda seni ‘düşünmeyi öğrenmeye’ ve ‘akıl gücünü kullanmaya’ da teşvik ediyor (Özdeyişler 1:1-4; Romalılar 12:1). Bunu yaptığında doğal olarak kendi görüşlerin olacak. Bazen bu görüşlerin anne babanınkilerle uyuşmayabilir. Ancak Kutsal Kitaptaki ilkeleri uygulayan ailelerde, anne baba ve gençler aynı fikirde olmadıklarında bile sakin bir şekilde iletişim kurabilirler (Koloseliler 3:13).

Normal bir sohbeti gürültülü bir tartışmaya çevirmeden görüşlerini nasıl dile getirebilirsin? Tabii “Bunu annem babam düşünsün. Dırdır etmeye onlar başlıyor” demek kolay. Fakat onları değiştiremezsin. Değiştirebileceğin tek kişi sensin. Gerginliği azaltmak için sen üstüne düşeni yaptığında, göreceksin ki anne baban da sakin kalacak ve sözünü kesmeden seni dinleyecek.

Öyleyse şimdi, anne babanla aranda tartışma çıkmaması için senin neler yapabileceğine bakalım. Aşağıdaki önerileri uyguladığında yeni iletişim becerileri geliştireceksin. Anne baban ve hatta sen bile sonuçlara oldukça şaşıracaksınız.

(Öneri: Gelişmen gereken alanların yanına işaret koy.)

◯ Konuşmadan önce düşün. Kutsal Kitap “Doğruların yüreği vereceği cevabı iyice tartar” der (Özdeyişler 15:28). Kendini saldırı altında hissettiğinde, aklına gelen ilk şeyi söyleme. Diyelim annen “Neden bulaşıkları yıkamadın? Hiçbir zaman sana söylediğim şeyi yapmıyorsun!” dedi. İlk tepkin “Of anne, beni rahat bırak” demek olabilir. Ama önce düşün. Annenin söylediği o sözlerin arkasında hangi duyguların olduğunu anlamaya çalış. İnsanlar “hep” ya da “hiçbir zaman” gibi ifadeleri genellikle gerçek anlamlarıyla kullanmaz. Ne var ki, böyle ifadeler derinlerdeki duyguların göstergesidir. Bunlar neler olabilir?

Belki annen evdeki işler yüzünden canından bezmiş, her şeyin onun üstüne kaldığını düşünüyor. Belki de sadece senin yardım edeceğini duymak istiyor. Ya da dürüst olmak gerekirse, evdeki görevlerini yapmaya pek yanaşmıyorsun ve bu konuda sicilin epey kabarık. Durum ne olursa olsun, “Beni rahat bırak” demekle yeni bir tartışma dışında hiçbir yere varamazsın. Bunun yerine, annenin içini rahatlatmayı dene. Örneğin “Haklısın anne. Bulaşıkları hemen yıkıyorum” diyebilirsin. Fakat alaylı bir tonda konuşmaktan sakın. Duygudaş bir şekilde cevap vermen aranızdaki gerginliğin azalmasına daha çok yardım eder.

Anne ya da babanın bazı sözleri –izin verdiğin sürece– seni çileden çıkarabilir. Aşağıya bunlardan birini yaz.

․․․․․

Şimdi de o sözün ardındaki hislere hitap edebilecek, duygudaş bir cevap düşün.

․․․․․

◯ Saygılı konuş. Michelle kendi deneyimlerinden annesiyle konuşma tarzının ne kadar önemli olduğunu öğrendi. O şöyle diyor: “Sorun ne olursa olsun, konu hep dönüp dolaşıp annemin benim konuşma tarzımdan hoşlanmamasına geliyordu.” Bu genelde senin durumun için de geçerliyse, sakin ve yavaş konuşmayı öğren, yüzünü buruşturmaktan ya da sinirini belli eden başka hareketlerden sakın (Özdeyişler 30:17). Kontrolünü kaybetmek üzere olduğunu hissediyorsan, içinden kısaca Tanrı’ya dua et (Nehemya 2:4). Tabii ki bunu yaparken amacın, anne babanın dırdırından kurtulmak için ilahi bir yardım almak değil, ateşi körüklememek için özdenetimini korumak olmalı (Yakup 1:26).

Kendi zayıf yönlerini gözden geçir. Kaçınman gereken söz ve davranışlardan bazısını aşağıya yaz.

Kullandığın sözler:

․․․․․

Bazı yüz ifadelerin ya da vücut dilin:

․․․․․

◯ Dinle. Kutsal Kitap “Çok sözde hata eksik olmaz” der (Özdeyişler 10:19). Yani, annene veya babana da konuşma fırsatı ver ve onlar konuşurken pürdikkat dinle. Müziği kapat, elinde bir dergi ya da kitap varsa kenara koy ve dinlerken onların gözlerine bak. Davranışını haklı çıkarmak için sözlerini kesme. Sadece dinle. Ne de olsa onlar sözlerini bitirdiğinde soru sormak ya da görüşünü açıklamak için bol bol zamanın olacak. Ama ayak direyip fikrini illa hemen söylemek istersen, bu durumu kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz. Söylemek istediğin daha çok şey olsa bile, annen ya da baban konuşurken senin için ‘susmanın vaktidir’ (Vaiz 3:7).

◯ Özür dilemeye hazır ol. Aranızda çıkan herhangi bir tartışmada mutlaka senin de payın vardır, o nedenle özür dilemen her zaman iyi olur (Romalılar 14:19). Bir tartışma çıktığı için bile üzgün olduğunu söyleyip özür dileyebilirsin. Yüz yüze konuşmak zor geliyorsa, duygularını dile getirmek için kısa bir not yazmayı dene. Sonra da, daha ilk başta anlaşmazlığa yol açan davranışını değiştirmeye çalışarak, anne babanın beklediğinden fazlasını yap (Matta 5:41). Örneğin, evdeki bir görevini ihmal ettiğin için tartışma çıktıysa, o işi yaparak anne babanı şaşırtabilirsin. Anne baban bir işin zamanında yapılmadığını gördüğünde mutlaka bunun bir bedeli olacak. O halde, görevini sevmesen de işler bu noktaya gelmeden onu yapman daha iyi olmaz mı? (Matta 21:28-31).

Anlaşmazlıkları çözmek ya da önlemek için çaba harcaman sonuçta senin hayatını kolaylaştıracak. Kutsal Kitap bile “İyiliksever sonuçta kendi canına iyilik eder” der (Özdeyişler 11:17). Öyleyse anne babanla arandaki gerginliği azaltmak için üzerine düşeni yapmanın senin için ne tür yararları olacağını düşün.

Başarılı ailelerde de anlaşmazlıklar olur, fakat onlar sorunlarını bağırıp çağırmadan nasıl çözeceklerini bilir. Bu makaledeki önerileri uygulamayı denersen, anne babanla zor konularda bile konuşabileceğini göreceksin, hem de tartışmadan!

Başka “Gençler Soruyor” makalelerini www.watchtower.org/​ype adresinde İngilizce olarak bulabilirsin.

ŞUNLARI DÜŞÜN

● Neden bazı arkadaşların tartışmayı bir beceri sanıyor?

● Yehova neden kavgacı birini ahmak sayıyor? (Özdeyişler 20:3).

[Sayfa 27’deki resim/​çerçeve]

YAŞITLARIN ŞUNLARI DİYOR

“Fark ettim ki, çalışıp kendi paramı kazansam da hâlâ annemin evinde oturduğum için onun sözünü dinlemek zorundayım. Yıllarca benim için didinip durdu, o nedenle eve kaçta geldiğim gibi konularda beni hâlâ yoklamasını anlayışla karşılıyorum.”

“Eğer anne babamla bir konuda farklı görüşlerimiz varsa, o konuda dua ediyoruz, biraz araştırma yapıyoruz ve konuşuyoruz. Bu yolla her seferinde hepimizin hemfikir olduğu bir çözüm bulabildik. Meseleye Yehova’yı dahil etmek her zaman işe yarıyor.”

[Resimler]

Daniel

Cameron

[Sayfa 29’daki çerçeve]

YANITLAR

1. Alaylı konuşması (“İşte yine başladık” demesi) annenin tepesini attırmaktan başka bir işe yaramadı.

2. Yeliz’in yüz ifadesi (yüzünü buruşturması) tartışmaya davet çıkardı.

3. Ters bir karşılık vermek (“Sen benimle böyle konuşuyorsun ama” demek gibi) hemen her zaman geri teper.

[Sayfa 29’daki çerçeve]

ANA BABALARA BİR NOT

Makalenin başındaki sahneye bir göz atın. Sizce Yeliz’in annesinin hangi davranışları tartışmayı körükledi? Çocuğunuzla tartışmaktan nasıl kaçınabilirsiniz? Size bu konuda birkaç önerimiz var.

“Sen her zaman . . .” ya da “Sen hiçbir zaman . . .” gibi abartılı genellemeler yapmaktan kaçının. Böyle ifadeler kullanırsanız çocuğunuz mutlaka kendini savunmaya geçecektir. Sonuçta bunlar abartılı ifadeler ve çocuğunuz da bunun farkında. Ayrıca çocuğunuz böyle sözleri aslında onun sorumsuzluğundan çok kendi kızgınlığınızdan söylediğinizi iyi bilir.

“Sen” diyerek suçlarcasına konuşmaktansa onun davranışının sizi nasıl etkilediğini ifade etmeye çalışın. Örneğin, ‘Sen böyle davrandığında ben şöyle hissediyorum’ diyebilirsiniz. İster inanın ister inanmayın, çocuğunuz aslında sizin duygularınıza önem veriyor. Nasıl etkilendiğinizi ona anlattığınızda, işbirliği yapmasını daha kolay sağlarsınız.

Ne kadar zor olsa da, siniriniz yatışana kadar kendinizi tutun (Özdeyişler 10:19). Eğer tartışma konusu evdeki görevlerse bunu çocuğunuzla oturup konuşun. Ondan ne beklediğinizi açıkça yazın ve gerekirse, ondan bekleneni yapmadığı takdirde sonuçların neler olacağını belirtin. Çocuğunuz sizce yanlış bir görüşte bile olsa söyleyeceklerini sabırla dinleyin. Gençler nutuk attığınızda değil onları dinlediğinizde daha olumlu tepki verir.

Aceleyle çocuğunuzu dünyadaki isyan ruhunun ele geçirdiği sonucuna varmaktansa, onda gördüğünüz davranışların büyük oranda büyümenin doğal bir sonucu olduğunu hatırlayın. Çocuğunuzun kendi görüşünde diretmesinin nedeni sadece büyüdüğünü ispatlamak olabilir. İçinizden tartışmaya girmek gelse de bundan sakının. Unutmayın ki, sizin böyle kışkırtıcı durumlarda verdiğiniz tepki çocuğunuza çok şey öğretir. Sabır ve tahammül gösterdiğinizde oğlunuza ve kızınıza iyi bir örnek olursunuz (Galatyalılar 5:22, 23).

[Sayfa 28’deki resim]

Anne babanla tartışman bir koşu bandı üzerinde koşmaya benzer. Bitip tükenirsin, ama hiçbir yer varamazsın